Definify.com

Definition 2024

çıkmak

çıkmak

Turkish

Verb

çıkmak

to leave, to exit, to quit, to get out
Odadan hızla çıktım - I left the room quickly
to get out (some other meanings)

Hayatı asla ciddiye alma, zaten canlı çıkan yok. - Never take life seriously. Nobody gets out alive anyways

Evde çok kaldın, daha sık dışarı çık. - You stayed home too much, go out more often

Motor yağı lekesi zor çıkar. - Motor oil stain gets out hard
(for an event) to happen, to occur
Savaş bu küçük şehir yüzünden çıktı - The war has occurred because of this small city
to climb
Çocuk düşünmeden ağaca çıktı - the child climbed the tree without thinking
to date (with)
İki yıl boyunca Ercan'la çıktım - I've been dating with Ercan for two years
(arithmetic) to subtract
Ondan altı çıkarsa dört kalır - If you subtract six from ten, it makes four

Conjugation

positive - declarative

		singular			plural
		1^st person	2^nd person	3^rd person	1^st person	2^nd person	3^rd person
		ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present simple	çıkarım	çıkarsın	çıkar	çıkarız	çıkarsınız	çıkarlar
	present continuous	çıkıyorum	çıkıyorsun	çıkıyor	çıkıyoruz	çıkıyorsunuz	çıkıyorlar
	past definite	çıktım	çıktın	çıktı	çıktık	çıktınız	çıktılar
	past continuous	çıkıyordum	çıkıyordun	çıkıyordu	çıkıyorduk	çıkıyordunuz	çıkıyorlardı
	future simple	çıkacağım	çıkacaksın	çıkacak	çıkacağız	çıkacaksınız	çıkacaklar

positive - interrogative

		singular			plural
		1^st person	2^nd person	3^rd person	1^st person	2^nd person	3^rd person
		ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present simple	çıkar mıyım?	çıkar mısın?	çıkar mı?	çıkar mıyız?	çıkar mısınız?	çıkarlar mı?
	present continuous	çıkıyor muyum?	çıkıyor musun?	çıkıyor mu?	çıkıyor muyuz?	çıkıyor musunuz?	çıkıyorlar mı?
	past definite	çıktım mı?	çıktın mı?	çıktı mı?	çıktık mı?	çıktınız mı?	çıktılar mı?
	past continuous	çıkıyor muydum?	çıkıyor muydun?	çıkıyor muydu?	çıkıyor muyduk?	çıkıyor muydunuz?	çıkıyorlar mıydı?
	future simple	çıkacak mıyım?	çıkacak mısın?	çıkacak mı?	çıkacak mıyız?	çıkacak mısınız?	çıkacaklar mı?

negative - declarative

		singular			plural
		1^st person	2^nd person	3^rd person	1^st person	2^nd person	3^rd person
		ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present simple	çıkmam	çıkmazsın	çıkmaz	çıkmayız	çıkmazsınız	çıkmazlar
	present continuous	çıkmıyorum	çıkmıyorsun	çıkmıyor	çıkmıyoruz	çıkmıyorsunuz	çıkmıyorlar
	past definite	çıkmadım	çıkmadın	çıkmadı	çıkmadık	çıkmadınız	çıkmadılar
	past continuous	çıkmıyordum	çıkmıyordun	çıkmıyordu	çıkmıyorduk	çıkmıyordunuz	çıkmıyordular
	future simple	çıkmayacağım	çıkmayacaksın	çıkmayacak	çıkmayacağız	çıkmayacaksınız	çıkmayacaklar

negative - interrogative

		singular			plural
		1^st person	2^nd person	3^rd person	1^st person	2^nd person	3^rd person
		ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present simple	çıkmaz mıyım?	çıkmaz mısın?	çıkmaz mı?	çıkmaz mıyız?	çıkmaz mısınız?	çıkmazlar mı?
	present continuous	çıkmıyor muyum?	çıkmıyor musun?	çıkmıyor mu?	çıkmıyor muyuz?	çıkmıyor musunuz?	çıkmıyorlar mı?
	past definite	çıkmadım mı?	çıkmadın mı?	çıkmadı mı?	çıkmadık mı?	çıkmadınız mı?	çıkmadılar mı?
	past continuous	çıkmıyor muydum?	çıkmıyor muydun?	çıkmıyor muydu?	çıkmıyor muyduk?	çıkmıyor muydunuz?	çıkmıyorlar mıydı?
	future simple	çıkmayacak mıyım?	çıkmayacak mısın?	çıkmayacak mı?	çıkmayacak mıyız?	çıkmayacak mısınız?	çıkmayacaklar mı?

Synonyms

terk etmek (to leave)
ayrılmak (to leave)
patlak vermek (to occur)
tırmanmak (to climb)

See also

çıkarmak
çıkartma
çıkartmak